İlişkilerdeki en önemli karşılaşılan sorunlardan biri belki de beklememiz gereken anlarla harekete geçmemiz gereken anların ayırdına varamamak gibi görünüyor... Hep yıkılmış ve tükenmiş ilişkilerin ardından "keşke şunu yapsaydım" ya da "keşke yapmasaydım" cümleleri dökülüyor ağızlardan.
Yani bir bakıma , trafikte ilerlemeye çalışmak gibi ilişki... bazı tehlike anlatı ve levhaları var.. sadece kendini değil arabada giden her kes ile beraber trafikte seyretmekte olan diğerlerini de koruyan uyarı levhaları var.
"Dur" tabelası var mesela, haddini bilmeyi ya da diğerine ve kendine alan açmayı sağlayan, en önemlisi de çarpışmadan doğacak maliyeti önleyen...
Hız limiti levhaları var bir de, tüketmeden tadını çıkararak yaşa diyen, yoldaki seyirlik ve ibretlikleri izleme şansı veren, dikkatini toplayacak kadar zaman tanıyan, hata yaparsan telafi edecek kadar şans veren.
Emniyet kemerini takman gerekiyor mesela, bireyselliğini unutmaman, kendin güvende ve sen gibi , tek parça ve bütün hissetmeden , araba perte bile çıksa sağ çıkıp trafikte kalmana, yaşamla bağlantıda kalmana olanak sağlayan.
Şeritler var mesela, ortalarında değiltirmenin güvenli ve güvenli olmadığını belirten çizgilerle oluşturulmuş. Diğerinin sınırlarını ihlal etmeyecek kadar özgürsün ilişkilerde dercesine.
Trafik ışıkları var mesela, dur ile geç arasında hazırlan diyen sarı lambasıyla. O sarı lamba çok önemli bir işlev görüyor bana kalırsa. Çünkü insan hareket halden durağan hale ya da durağan halden hareket haline geçerken düşünmeli, hazırlanmalı bana kalırsa. Geçişteki esnekliğin, hem kendini hem diğerini şoklamamalı.
U dönüşü yasak tabelası var mesela... dönme artık diyen. Burası artık dönmemen gereken, ileriye doğru bakman gereken yer diyen.. ya da belki biraz daha ilerleyip kendini bulduktan sonra ileriki ışıklı kavşaktan hazırlanarak dönüp gel diyen.. kim bilir.. en ilginç levhalardan biri bence trafikteki..
Ayağını yerden kesen bir otomobilin var, yani sen..
Bir direksiyon, bir gaz bir de fren pedalın var.. direksiyonun solunda sinyal kolun, sağ yanında selektör kolun, tam ortada kornan...
Sol yanında penceren, sağ yanında müsait bir koltuğun, radyoda zaman zaman cızırdasa da kulağına armoni yaşatacak bir müziğin de varsa...
E bakıver yahu levhalara, yola, yoldaşına...
Canın gibi bak, gözün gibi bak, yolculuğun gibi bak...
