BLOG / Psikolog Bengü Küçük
Bengü Küçük
Psikolog


Bengü Küçük hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın

İyi Yolculuklar!

Yazar:Bengü Küçük - 09.08.2017 | Okunma Sayısı: 1703

Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez...Gönülden gönüle gider..." demiş Neşet Usta.. 

Gözünden hüznünü kavradığımız, kederimizin farkedildiği ilişkiyi arar dururuz, aylarca , yıllarca, hatta bir ömür...Buluruz bulamayız o ayrı konu tabi ki ama neden bu arayış? Neden bu çaba? Nedir bu çabanın tetikleyicisi? Neden sadece para, mevki ya da şöhret yetmez? Neden herkes kalpten kalbe yolda umar huzuru? Ya da şöyle soralım kim kime verir böyle bir ilişki kanalını? Ya da kim ihtiyaç duyar bu yola? Yok! niyetim sorularla dünyanın gaz bulutuydu hikayesine gitmek değil!

Yakın tarihe bakalım... Dünyada insan türünde bilinen en ihtiyaç sahibi ve bağımlı, muhtaç, pasif, kimsesiz yaşayamayan yaratık bebektir. Bakıma ve ilgiye muhtaçtır. Dünya'ya ayak basmış turisttir bebek ve iyi bir acentayla atanmış iyi tur rehberleri ister. Tur rehberi seyahat esnasında ne kadar halden anlayan, ihtiyacı gören ve farkeden, bilgili biriyse turist o kadar rahat eder. Güvende ve emniyette olduğundan emin olur önce. Seçim yapma ve karar verme hakkına sahip olma şansı ister. Bu şansı bulursa seyahati benimser ve kendisini ait hisseder. Seyahate kendisinden bir şeyler katmak ister, tur molası serbest zamanlarda kendi gönlünce keşifler yapmak ister. Özgür hisseder böylece... Emniyettedir... Tur rehberi ona güvenliğini sağlayacak kadar alan sunarak seçim ve keşif şansı vermiştir. Üstelik turist hata yapıp yolu şaşırma durumunda tur rehberi onu anlayışla tekrar denemeye cesaretlendirerek emin ellerde olduğunu tekrar tekrar hatırlatmaktadır. Tazelenen ve rahatlatılan turist, bu her şey dahil sistem içerisinde kendine yeten bir rehber olma yolunda olgunlaşır. Anlaşılmış, güvende hissetmiş, kapsanmış ve yol gösterirken eşlik eden bir rehberle unutulmaz bir seyahat deneyimlemiştir. Ya da; rehber o kadar kendi yatıştıramadığı ve yönetemediği duygusal sorunlarla boğuşmaktadır ki; ( kendi ustalarından miras kalan!) turistin ihtiyaçlarını göremez. Hatta ihtiyaç sahibi birinin varlığı o kadar rahatsız edicidir ki, talepkar turistin istekleri onu daha da buhrana sürükler. Bu buhran dayanılmaz olduğunda nefes alabilmek için stratejiler geliştirmeye başlar. Mesela öyle sıkı ve disiplinli bir program tasarlar ki turistin o seyahati yapabilmesi , aç kalmadan, sağ sağlim atlatabilmesi için rehberin bir dediğini iki etmemek lazımdır. Yoksa rehber kızabilir, seyahat işkenceye dönüşebilir. Ya da bu turisti öyle kızdırır ki rehberle sürekli çatışarak daha talepkar, daha arıza hale dönüşebilir. Rehber strateji olarak turisti tamamen yalnız bırakıp ihmal de edebilir. Yolculuğun nasıl gittiğini bile merak etmeden, memnuniyetini ölçmeden, öldürmeyecek kadar yemek su verip turisti kendi haline rehbersiz bırakabilir. Bu halde kalan turist önce yaşam ve güvenlik mücadelesi , sonra korku, tedirginlik, öfke ve terk duygularıyla dımdızlak kalabilir. Kendi deneye yanıla şansına hayatta kalmayı dileyerek el yordamıyla turu tamamlamaya çalışır, derin bir yalnızlık hissiyle.. tur rehberinin dengeli olamayan duygu durumu , kendi yolunu bulamaz hali rehberin kendisini öyle yorar ki, turist ömrünü bir rehber aramaya adar. Her yerde birilerinin gözünün içine bakar, bana yolculuğumu yaşanılır ve keyifli kılar mı acaba diye merak ederek.. Yeterince iyi bir rehber ile seyahat ettiğinizden eminseniz yanınıza eşlik edecek bir tatil arkadaşı ve yoldaş ararsınız.. ama rehberiniz sizi hep ihtiyaçlarınızın anlaşılıp giderilmesi noktasında sıkıntı verdiyse yoldaş değil önce rehber açığını kapatmanız gerekir. Tabela aramaktan, yön bulmakla uğraşmaktan öyle bitkin düşersiniz ki yolun etrafındaki güzellikleri yakalayamazsınız. Yolun keyfi için yola eşlikçi gerekir. Rehberin nitelikleri sizi ya tabela ararken yolu kaçırmaya ya da yolun manzarasını seyre dalıp keyiflenmeye ulaştırır..

Herkese hayırlı yolculuklar dilerim...