BLOG / Psikoterapist Samet Önder
Samet Önder
Psikoterapist


Samet Önder hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın

Kendime Giden Yol

Yazar:Samet Önder - 16.09.2017 | Okunma Sayısı: 1988

Bugüne kadar gerek teorik bilgilerim gerekse de terapi deneyimlerim sayesinde edindiğim önemli bir sonuç varsa o da bizlere yüklenen sevilme biçimimize göre hayatımızı yönlendirmek zorunda olduğumuzun gerçeğidir ve terapiye başvuran kişilerin genelde zeki bireyler olduklarıdır. Tıkandıları nokta ise yaşamış oldukları durumu bilişsel becerileriyle çözemediklerinde ortaya çıkar. Çünkü burada yaşanan durumun farkında olmaları yetmez, nedenselliği anladıkları noktada ise de gerçek yüzleşme başlar.

Nedir bu yüzleşme peki?

Yüzleşme hayatları boyunca yaşadıkları hayatın onlar dünyaya gelmeden önce yapılandırlımış bir yazılımdan ibaret olduğudur. Durum böyle bakınca biraz adaletsiz görünecektir. Aslında gerçekten de öyledir. Birey hayatının aynı döngüden ibaret olduğunu fark ettiğinde ve bu döngüden bir türlü kurtulamamış olduğunu gördüğünde ise belki de gerçekle ilk teması başlamış olur ve artık zorunda kaldığı bir yazımlı yaşamak yerine iradi tercihlerini ortaya koyabilme zamanıdır. Ama bu o kadar da kolay bir yol değildir maalesef. Geçmiş sevdaları, başarıları, mutlulukları, coşkuları, kırgınlıkları, acıları, umutları..vb duyguları aslında aynı motivasyondan beslenmiş sıkışıp kaldığının acı  gerçeğiyle yüzleşmiştir. Ya bütün yaşamı boyunca sevgi diye tanımladığı şeyin, üstün olma hissiyle oluştuğunu; sevgi diye tanımladığı şeyin, sevilebilmek için dönüşmek zorunda olduğu şey olduğunu; sevgi diye tanımladığı şeyin aslında , görevlerini yerine getirerek mesafeli olmak için harcadığı bir olduğunu fark ettiğinde belli bir süre kalakalır ve korkar bu sanki değişmesi imkansız gibi bir durum haline dönüşmüştür çünkü. Değişim zor ama imkansız değildir.

Kişi kendisi olmaya karar verdiğinde yol haritasını yani başına neler geleceği bildiği takdirde kendisi olma yolunda daha cesur ve kararlı adımlarla ilerleyecektir. Bu yol kendi içine yönelerek başlar aslında üstün olmak, sevilmek ya da mesafeli olmak içi başvurmadığı hemen hemen her seçenek ona doğru yolu sunacaktır. Böyle olmaya başladığını ise çevresindeki çoğu insanın ona uzaylıymış gibi baktığı ya da davrandığını gördüğünde ve sevilme biçiminin değiştiğinde yazılımını değiştirmeye başladığını görür, görür görmesine de burada da onu selamlayan acı duygularla yüzleşir. Öfke, depresyon, can sıkıntısı, çaresizlik, hiçlik, suçluluk duyguları öylesine sarmalar ki birey eski güvenli yazılımına dönmek ister. Burada terapist devreye girerek yol haritasını hatırlatınca birey doğru yolda olduğunu anlayarak direnmeye devam edecektir. İkinci engel ise çevresinden gördüğü mutlu görünmüyorsun bir şeyler yap baskısıdır. Ne bileyim herkes ne yapıyorsa onu yapsındır: alışveriş, yemek, uyku, kişisel bakım, seks, mastürbasyon, spor, ibadet…vb. birey bir anda bir çıkış yolu bulduğunu zanneder ve yapar, yapar yapmasına da ve rahatlar da ama belli bir süre sonra o hislerinin geçmek bir yana dursun çoğalarak devam ettiğini gördüğünde tekrar terapist devreye girerek ona kendi olmayı tekrar hatırlattığında genel profil yolunda yürümeye devam eder ve kendine güvenmeye, inanmaya kendini sevmeye başlar. Bundan sonra korkulacak bir şey yoktur.

 

 

Kişi hangi yoldaysa artık onun kendi yolu olduğunu bilir ve kılavuzu sadece kendisidir, yaşamının sorumluluğu ona aittir kimseyi suçlamaz ve kimseden medet ummaz sadece paylaşır ve çoğalır tüm duyguları . hangi yaşta nerede yaşarsa yaşasın kendi olmanın dayanılmaz hafifliğini deneyimlemek ona ve çevresine huzur katacaktır . Kısacası “kendisine hoş gelmiştir”.

                                                                                                                

                                                                                                              Psk.Dan. Samet ÖNDER

Psikoterapist& Aile Danışmanı