BLOG / Psikolog Bengü Küçük
Bengü Küçük
Psikolog


Bengü Küçük hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın

Kurban Kesiminin Çocuk Üzerindeki Etkisi

Yazar:Bengü Küçük - 28.08.2017 | Okunma Sayısı: 1856

Bir durumu değerlendirip yorumlarken yapılan yaygın hatalardan biridir kendi bakış açımıza göre yorumlamak. Dünyanın her yerinde, çeşitli kültürlere göre yorumlanan yüzlerce bayram ve kutlama şekli mevcut. Ve her kültürün kendi içerisinde normal kabul edilen değerleri ve gelenekleri vardır. İnsanlar kendilerine uymayanı ve hiç tanımadıkları kültürleri bazen sadece kendi normallerine göre yargılayarak buyurgan başlıklarla kesin yargılara varmakta... Din ve dini bayramlar konusu da bu anlamda belirli çevrelerce hedef ya da eleştiri konusu haline gelebiliyor. Oysa din, inanç, gelenek hatta batıl inançlar dahil kişinin kutsalıdır. Kutsallara dokunmadan uyum içinde yaşamayı öğrenmek ise belirgin bir olgunluk seviyesi gerektirmektedir. Konuyu bu açıdan ele aldığımızdaysa bir kaç gün sonra kutlanacak ve ritüellerin gerçekleştirileceği Kurban Bayramı ve çocuklar üzerindeki etkisi hakkında bir kaç noktaya değinmek gerekmekte. 

Öncelikle travmanın ne olduğunu ve olmadığını anlamakta fayda var. Travma dediğimiz şey kişinin, hiç beklemediği şekilde, normal algısının dışına çıkan, aniden gelişerek duygu dünyasını baştan aşağı sarsan , güvenlik algısını yok eden, bir durum olarak değerlendirilebilir. Güvenlik hissi fiziksel ve psikolojik olarak güvende hissetme halinin bozguna uğramasıyla zedelenir. 

Bu bağlamda değerlendirildiğinde kendi coğrafyasında ve kültüründe hayvancılıkla uğraşılan bir bölgede büyümüş yetişmiş, hayvanların bir süre beslenerek sofraya yemek olarak konulacağını bilen ya da yenilmek üzere satılacağını bilen bir kişi ya da çocuk, kurbanlık hayvanın kesilmesini bir katliam değil normal bir yaşam döngüsü olarak algılayacaktır. Ancak tüm yaşamı şehirde geçmiş, hayvanlarla ilişkisi sadece onlara bakım vermek sistemi üzerine kurulu bir düzende büyümüş bir çocuk eve getirilen ve bir müddet bakılıp beslenen kurbanlık hayvanın gözü önünde kesilmesini sınırların ötesinde algılayabilir. Böyle bir deneyim onda travmatik etki yaratabilir. Ya da sadece her kurbanda bunun yaşına uygun şekilde gerçekleştirilen bir ritüel olduğu anlatılmış ve kanıksamışsa travmatik değerlendirmeyebilir. Ayrıca çocuğun yaşının henüz din kavramını ve gerekliliklerini algılayacak düzeyde olmayabileceği de düşünülmelidir. 10 yaş civarı itibari ile çocuğa bunu anlatmak, farkettirmek, neden-sonuç ilişkilerini anlatmak daha mümkün olmaktadır. Bu yaşın öncesinde önceden anlatılan kültürel yetişme ortamı da hesaba alınarak açıklamaların duruma uygun yapılması ve kesim sürecini izletip izletmeme kararı verilmelidir. 

Bu açıdan bakıldığında, her olay ve durumu öznel şekilde o ailenin iç dinamikleri ve iletişim kapasiteleri, o yaş dönemi ve o kültür içerisinde değerlendirmekte fayda var. Bu değerlendirme süreci aslında sadece bayramlara ya da ritüellere özgü olmayıp her durum için benzer süzgeçlerden geçirilerek yapılmalıdır. 

Her insan ve her çocuk biricik ve özeldir. Bu nedenle genel yargı ve hükümlerden kaçınarak kendi içinde yorumlanıp, o şekliyle hareket etmenin psikolojik sağlık açısından önemi büyüktür. 

Psikolog Bengü T. Küçük